
EVLİLİK BİRLİĞİNİN TEMELİNDEN SARSILMASI (TMK M. 166/1) NEDENİYLE AÇILAN BOŞANMA DAVALARINDA YARGITAY İÇTİHATLARINDAKİ GENİŞLETİLMİŞ KUSUR HALLERİ
1. Giriş ve Hukuki Çerçeve
Türk Medeni Kanunu'nun (TMK) 166. maddesinin birinci fıkrası, evlilik birliğinin, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olması halinde, eşlerden her birine boşanma davası açma hakkı tanır. Bu hüküm, evlilik birliğini fiilen sona erdiren, ancak özel boşanma sebeplerine girmeyen tüm kusurlu davranışları kapsar.
1.1. Kusur Rejimi ve Boşanma Kararının Şartları
TMK m. 166/1 uyarınca boşanma kararı verilebilmesi için, evlilik birliğinin temelinden sarsılması ve bu sarsılmanın tarafların kusurlu davranışlarından kaynaklanması gerekir.
- Kusur Oranı: Boşanmada esas olan, ortak hayatın çekilmez hale gelmesidir. Sarsılmaya yol açan kusur, tek başına davalıda olmak zorunda değildir; tarafların her ikisi de kusurlu olabilir.
- Davacının Ağır Kusuru: Davacı eşin, boşanmaya sebep olan olaylarda tamamen kusurlu olması veya diğer eşten daha ağır kusurlu olması durumunda, kural olarak davası reddedilir. Bu ilke, "kimsenin kendi kusuruna dayanarak hak elde edemeyeceği" (TMK m. 2) temel hukuk prensibine dayanır (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, Esas No: 2017/3156, Karar No: 2021/1209 (12.10.2021) ).
- İstisnai Kabul (TMK m. 166/2): Davacının kusuru daha ağır olsa bile, davalının boşanmaya itirazı hakkın kötüye kullanılması niteliğinde ise ve evlilik birliğinin devamında davalı ve çocuklar için korunmaya değer bir yarar kalmamışsa boşanmaya karar verilebilir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas No: 2023/5177, Karar No: 2024/3819 (23.05.2024) ).
2. Manevi ve Psikolojik Şiddet Halleri
Fiziksel şiddetin yanı sıra, eşin onurunu zedeleyen, psikolojik sağlığını bozan ve ortak yaşamı çekilmez kılan manevi şiddet eylemleri de ağır kusur olarak kabul edilir.
- Eşe Yönelik Ağır Hakaret ve Küfürler: Eşlerden birinin diğerine veya ailesine yönelik aşağılayıcı, onur kırıcı veya sinkaflı sözler sarf etmesi, evlilik birliğini temelden sarsan en ağır kusurlardan biridir.
- Sürekli Baskı ve Kontrol: Eşin diğerini sürekli kontrol altında tutmaya çalışması, özgürlüğünü kısıtlaması, kuşkucu tavırlar sergilemesi veya eşiyle birlikte yaşarken onu yok sayması, manevi şiddet kapsamında değerlendirilir.
- Sosyal Ortamlarda Yalnız Bırakma: Eşi sosyal ortamlarda yalnız bırakmak, ilgisiz kalmak veya ortak konuta düzenli gelmeyerek birlik görevlerini ihmal etmek kusur teşkil eder.
- Kişisel Temizlik ve Hijyen Eksikliği: Eşlerden birinin aşırı düzeyde kişisel temizliğine dikkat etmemesi ve hijyen eksikliği nedeniyle diğer eş için ortak yaşamı çekilmez hale getirmesi, boşanma sebebi olarak kabul edilmektedir.
3. Ekonomik Şiddet ve Yükümlülüklerin İhlali
Eşlerin, evlilik birliğinin giderlerine güçleri oranında emek ve malvarlıkları ile katılma yükümlülüğü (TMK m. 186) bulunmaktadır. Bu yükümlülüğe aykırı davranışlar ekonomik şiddet olarak kabul edilir.
- Ortak Konut Aboneliklerini Kapatma: Eşin, diğer eşi mağdur etmek amacıyla ortak konutun elektrik, su, doğalgaz gibi temel aboneliklerini kapatması, ekonomik şiddet ve ağır kusur olarak değerlendirilmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas No: 2021/2042, Karar No: 2021/3048 (14.04.2021); Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas No: 2023/6754, Karar No: 2024/1392 (29.02.2024) ).
- Çalışma Hakkının Engellenmesi: Eşin, diğer eşin çalışmasını engellemesi veya ekonomik özgürlüğünü kısıtlaması, birlik görevlerini ihlal eden kusurlu bir davranıştır.
- Birlik Giderlerine Katkıda Bulunmama: Erkeğin düzenli bir işte çalışmaması, evin giderlerine katkı vermeyerek birlik görevlerini yerine getirmemesi veya boşanma davası açıldıktan sonra dahi birlik giderlerine katkıda bulunmaması (ekonomik şiddet), kusurlu davranış olarak kabul edilmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas No: 2023/8556, Karar No: 2023/6223 (14.12.2023) ).
- Kumar Oynamak ve Borçlanmak: Eşin sürekli kumar oynaması, bahis sitelerinde borçlanması ve ailenin ekonomik geleceğini tehlikeye atması, evlilik birliğini temelden sarsan ağır kusur olarak kabul edilir.
4. Özel Hayatın Gizliliğini İhlal ve Hukuka Aykırı Delil
Evlilik birliği içinde dahi eşlerin özel hayatının gizliliği hakkı korunur. Yargıtay, bu hakkı ihlal eden eylemleri ağır kusur sayar.
- Telefon, Sosyal Medya Hesabı veya Kişisel Eşyaları İzinsiz Karıştırma: Eşin, diğer eşin cep telefonunu, çantasını veya sosyal medya hesaplarını izinsiz karıştırması ve sürekli kontrol etmeye çalışması, evlilik birliğini temelden sarsan ağır kusurlu bir davranıştır (Yargıtay Ceza Genel Kurulu, Esas No: 2016/868, Karar No: 2020/442 (03.11.2020) ).
- Hukuka Aykırı Delil Kuralı ve İstisnası:
- Kural: Hukuka aykırı yöntemlerle (izinsiz dinleme, gizli kayıt, şifre kırma) elde edilen ses, görüntü veya yazışma kayıtları, kural olarak boşanma davasında kusur belirlemesinde kullanılamaz ve hükme esas alınamaz (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas No: 2024/658, Karar No: 2024/8815 (19.11.2024) ).
- İstisna: Ancak, Ceza Dairelerinin içtihatlarına göre, eşin kendisine karşı işlenmekte olan bir suçu (örneğin şiddet tehdidi, zina) ispatlamak amacıyla, başka türlü delil elde etme imkânının bulunmadığı ani gelişen durumlarda, bizzat olayın tarafınca yapılan kaydın, hukuka aykırı hareket etme bilinciyle yapılmadığı kabul edilerek delil olarak değerlendirilebileceği yönünde sınırlı istisnalar mevcuttur (Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Esas No: 2020/1357, Karar No: 2023/5105 (27.11.2023); Yargıtay 12. Ceza Dairesi, Esas No: 2014/20258, Karar No: 2015/2612 (16.02.2015) ).
5. Sadakat Yükümlülüğüne Aykırı Güven Sarsıcı Davranışlar
Sadakat yükümlülüğü, sadece cinsel sadakatle sınırlı olmayıp, eşe karşı duygusal, sosyal ve ekonomik sadakati de kapsar.
- Yoğun Mesajlaşma ve Duygusal Yakınlaşma: Eşin, üçüncü bir kişiyle cinsel ilişki boyutuna ulaşmasa dahi, yoğun mesajlaşma, samimi görüşmeler yapması veya duygusal yakınlaşma içeren davranışlarda bulunması, evlilik birliğine olan güveni temelden sarsan ağır kusur olarak kabul edilir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas No: 2013/7579, Karar No: 2013/11452 (25.04.2013); Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas No: 2014/15631, Karar No: 2014/26666 (25.12.2014) ).
- Karşı Cinsle İlgili Şüpheli Davranışlar: Eşin, karşı cinsle olan ilişkilerinde makul sınırları aşan, diğer eşin şüphelenmesine yol açan ve bu şüpheleri gidermeyen tutum ve davranışları, güven sarsıcı eylem olarak kusur teşkil eder.
6. Affedilen Vakıaların Kusur Tespiti Üzerindeki Etkisi
Boşanma davasına konu edilen bir olay, diğer eş tarafından affedilmiş veya hoşgörüyle karşılanmışsa, bu olay artık kusur olarak ileri sürülemez.
- Af İradesinin Tespiti: Affetme iradesi, sözlü beyanla olabileceği gibi, kusurlu eylemden sonra evlilik birliğini bir süre devam ettirme, tatile gitme veya aynı odada kalma gibi davranışlarla da ortaya çıkabilir. Erkeğe atfedilen kusurlu davranışlardan sonra tarafların tatile gitmesi ve evlilik birliğini devam ettirmesi, bu kusurların kadın tarafından affedildiğinin göstergesi olarak kabul edilmiştir (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas No: 2020/1482, Karar No: 2020/2280 (17.03.2020) ).
- Kusurun Tekrarı: Affedilen olaylar kusur olarak yüklenemez; ancak affedilen davranışın tekrarlanması veya affetme sonrası yeni kusurlu davranışların ortaya çıkması halinde, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına ilişkin değerlendirme yeniden yapılır (Yargıtay 2. Hukuk Dairesi, Esas No: 2021/7935, Karar No: 2021/9929 (22.12.2021) ).
7. Sonuç
Yargıtay 2. Hukuk Dairesi içtihatları, TMK m. 166/1 hükmünün uygulama alanını genişleterek, evlilik birliğinin sadece fiziksel veya cinsel değil, aynı zamanda duygusal, ekonomik ve psikolojik yükümlülüklerin ihlali sonucu da sarsılabileceğini kabul etmektedir. Kusur tespiti, boşanma kararı verilmesinin yanı sıra, maddi ve manevi tazminat (TMK m. 174) ve yoksulluk nafakası (TMK m. 175) gibi fer'î sonuçlar açısından da belirleyici rol oynamaktadır.
Diğer Paylaşımlar
Güncel paylaşımlarımıza bu alandan ulaşabilirsiniz

Biber Gazı Taşımak Suç Mudur?
Bu makale, biber gazı taşımanın yasal durumunu, satış kısıtlamalarını ve en önemlisi, kullanım amacına göre (saldırı, tehdit veya meşru savunma) doğuracağı hukuki sonuçları Yargıtay kararları ışığında detaylıca incelemeyi amaçlamaktadır.
Daha Fazla

KİRA SÖZLEŞMELERİNDE ŞEKİL SERBESTİSİ İLKESİ VE YAZILI SÖZLEŞMENİN İSPAT VE HUKUKİ GÜVENLİK AÇISINDAN ÖNEMİ
Bu makalenin temel amacı, kira sözleşmesinin hukuki geçerliliği için yazılı şeklin zorunlu olmamasına karşın, yazılı sözleşmenin taraflara sağladığı hukuki güvenlik ve ispat avantajlarını, özellikle Yargıtay içtihatları ışığında inceleyerek, hukuk uygulayıcıları ve öğrencileri için yol gösterici bir çerçeve sunmaktır.
Daha Fazla



