Türk Hukukunda Büyü Yapmak Suç Mudur? Ceza Hukuku ve Medeni Hukuk Boyutuyla Büyü, Muska ve Ritüel Faaliyetlerinin Hukuki Değerlendirmesi

TÜRK HUKUKUNDA BÜYÜ YAPMAK SUÇ MUDUR? CEZA HUKUKU VE MEDENİ HUKUK BOYUTUYLA BÜYÜ, MUSKA VE RİTÜEL FAALİYETLERİNİN HUKUKİ DEĞERLENDİRMESİ

GİRİŞ
Son dönemde internet platformlarında "ritüel", "enerji çalışması", "kendine bağlama", "ilişki düzenleme" gibi başlıklar altında yayılan faaliyetlerin çoğu, esasen halk arasında "büyü" olarak adlandırılan uygulamaların yeni görünümleridir. Söz konusu eylemlerin hukuk sistemindeki karşılığı ise hem ceza hukuku hem de medeni hukuk boyutuyla değerlendirmeye açıktır. Bu çalışma, Türk hukukunda büyü yapmanın suç oluşturup oluturup olu\u015kturmadığını, bu fiillerin hangi hükümler çerçevesinde değerlendirildiğini ve yargı kararlarındaki yansımasını incelemeyi amaçlamaktadır.

I. CEZA HUKUKU BAKIMINDAN DEĞERLENDİRME

1.1. TCK Çerçevesinde Büyü Fiili
5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nda "büyü yapma" eylemi, bağımsız bir suç tipi olarak tanımlanmamıştır. Ancak bu eylemler, kullanılış biçimine ve meydana gelen zarara göre aşağıdaki suç tipleri kapsamında değerlendirilebilir:

  • TCK m.158/1-f: Dini inanç ve duyguların istismar edilmesi suretiyle dolandırıcılık (nitelikli dolandırıcılık)
  • TCK m.123: Kışiler arası huzur ve sükûnun bozulması
  • TCK m.106: Tehdit
  • TCK m.125: Hakaret

Bu hükümler çerçevesinde, bir kimsenin korkutulması, kandırılması, maddi menfaat sağlanması ya da psikolojik baskıya maruz bırakılması halinde ceza hukuku mekanizması devreye girebilir.

1.2. 677 Sayılı Kanun
Büyü, muskacılık, falcılık gibi faaliyetler asıl olarak 677 sayılı Tekke ve Zaviyelerin Kapatılmasına dair Kanun kapsamında düzenlenmiştir. Bu Kanun'’a göre:

"Her ne sıfatla olursa olsun, şeyhlik, çelebilik, halifelik, dervişlik, mürşitlik, falcılık, büyücülük, muskacılık, üfürükçülük gibi faaliyetlerde bulunanlar hapis ve adli para cezasıyla cezalandırılır."

Bu fiiller işlendiği takdirde, fiilin içeriğine bağlı olarak üç aydan az olmamak üzere hapis ve adli para cezası gündeme gelir.

II. MEDENİ HUKUK AÇISINDAN DEĞERLENDİRME

2.1. Büyü ve Muska Fiilinin Boşanma Sebebi Oluşturması
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 166. maddesi uyarınca evlilik birliğinin temelinden sarsılması, boşanma sebebi oluşturur. Büyü ya da muska gibi uygulamalar, psikolojik baskı aracı olarak kullanıldığında veya evlilik birliğini zedeleyici şekilde hayata geçirildiğinde, kusur olarak kabul edilmekte ve boşanmaya gerekçe oluşturabilmektedir.

2.2. Yargı Kararlarında Uygulama

  • Yargıtay 2. HD, E. 2012/9744, K. 2013/11124, T. 18.04.2013: Davalının büyü ve muska ile uğraştığı, eşinin eşyalarını dışarı atarak kişilik haklarına ağır saldırıda bulunduğu tespit edilmiş ve bu davranışlar boşanma sebebi olarak değerlendirilmiştir.
  • Yargıtay 2. HD, E. 2023/976, K. 2023/4858, T. 18.10.2023: Davalının konut içine Arapça yazı ve muska bırakması, evlilik birliğini sarsan davranış olarak kabul edilmiş ve kusur belirlemesinde dikkate alınmıştır.
  • Yargıtay 2. HD, E. 2024/4329, K. 2025/1381, T. 13.02.2025: Davalı kadının muska ve büyü faaliyetleri ile ilgilenmesi, tanık beyanlarıyla ispatlanmış ve boşanmaya neden olan olaylarda kusur olarak kabul edilmiştir.

III. DOLANDIRICILIK BOYUTUYLA DEĞERLENDİRME
Büyü, muska ya da ritüel adı altında sunulan faaliyetlerin büyük bir kısmının, gerçekte halkın inançlarını istismar ederek maddi menfaat sağlamaya yönelik olduğu görülmektedir. Bu durumda:

  • TCK m.158/1-f uyarınca nitelikli dolandırıcılık suçu oluşabilir.
  • Suçun oluşması için failin maddi menfaat sağlaması ve dini inançları istismar etmesi aranır.
  • Uygulamada medyum, enerji uzmanı, ruhsal rehber gibi sıfatlar taşıyan kişilerin bu tür faaliyeti yürütmesi sırasında çok sayıda suç duyurusu söz konusu olmaktadır.

IV. DEĞERLENDİRME VE SONUÇ
Büyü, muska ve benzeri uygulamalar, Türk hukukunda açık şekilde suç olarak tanımlanmamış olsa da, çok sayıda normun ihlali ile ceza ve medeni sorumluluk doğurabilmektedir. 677 sayılı Kanun kapsamında bu tür faaliyetler yasaklanmış, TCK ise dini duyguların istismara konu edilmesi halinde nitelikli dolandırıcılık hükmüne yer vermiştir.

Medeni hukukta ise, büyü fiili evlilik birliğini temelden sarsan bir davranış olarak kabul edilmekte ve yargı kararlarında kusur belirlemesinde dikkate alınmaktadır.

Diğer Paylaşımlar

Güncel paylaşımlarımıza bu alandan ulaşabilirsiniz

İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesi Hakkında Bilmeniz Gerekenler

İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesi Hakkında Bilmeniz Gerekenler

Bu makalede, işlenmeyen tarım arazilerinin tarımsal üretime kazandırılmasına yönelik düzenlemenin kapsamı ve yasal dayanakları açıklamak amaçlanmıştır. Ayrıca kiralama süreci, tarafların hak ve yükümlülükleri ile uygulamada dikkat edilmesi gereken hususların özetlenmesi hedeflenmiştir.

Daha Fazla

Avukatlık Tekeli

Avukatlık Tekeli

Avukatlık mesleği, sahip olduğu özel nitelikler ve yasal düzenlemelerle, hukuki güvenliğin teminatı olarak kabul edilmektedir. Bu yazıda, avukatlık tekelinin ne anlama geldiği, neden bu kadar önemli olduğu ve hukuki süreçlerde neden sadece avukatlara güvenilmesi gerektiği detaylı bir şekilde açıklanacaktır.

Daha Fazla

Miras Hukuku Rehberi 2025: En Çok Sorulan 10 Soru ve Cevabı

Miras Hukuku Rehberi 2025: En Çok Sorulan 10 Soru ve Cevabı

Bu rehber, 2025 yılı güncel Türk Medeni Kanunu (TMK) mevzuatına uygun olarak hazırlanmış olup, miras hukuku alanında en çok merak edilen 10 temel soruyu pratik ve anlaşılır bir dille yanıtlamayı amaçlamaktadır.

Daha Fazla

Ev Sahibinin Evi Satması Halinde Kiracının Durumu

Ev Sahibinin Evi Satması Halinde Kiracının Durumu

Bu makale, ev sahibinin kiralanan taşınmazı satması durumunda kiracının hukuki durumunu kapsamlı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Özellikle, bu durumun kira sözleşmesine etkisi, yeni malikin hak ve yükümlülükleri ile kiracının sahip olduğu yasal koruma mekanizmaları detaylı olarak ele alınacaktır.

Daha Fazla