MİRASBIRAKANIN MALVARLIĞINI İSTEDİĞİ EVLADINA BIRAKMASI MÜMKÜN MÜ?

MİRASBIRAKANIN MALVARLIĞINI İSTEDİĞİ EVLADINA BIRAKMASI MÜMKÜN MÜ?

Mirasbırakanın (muris) malvarlığını kanuni mirasçıları arasında yer alan evlatlarından sadece birine bırakma arzusu, Türk Medeni Kanunu (TMK) tarafından belirlenen saklı pay (mahfuz hisse) kuralları ile kesin olarak sınırlandırılmıştır.

Bu nedenle, mirasbırakanın malvarlığının tamamını istediği evladına bırakması hukuken mümkün değildir. Mirasbırakan, malvarlığının yalnızca saklı payların dışında kalan tasarruf edilebilir kısmı üzerinde tasarrufta bulunabilir. Eğer mirasbırakan bu yasal sınırı aşarsa, diğer evlatlar (saklı pay sahibi mirasçılar) hukuki yollara başvurarak haklarını talep edebilirler.

I. Yasal Çerçeve: Tasarruf Özgürlüğü ve Saklı Pay Dengesi

Türk miras hukuku, mirasbırakanın iradesi ile ailesel bağları koruma ilkesini dengelemektedir.

1. Saklı Payın Kapsamı ve Oranları

Saklı pay, mirasbırakanın ölüme bağlı tasarruflarıyla dahi ortadan kaldıramayacağı, kanunen güvence altına alınmış asgari miras payıdır. Altsoy (çocuklar), anne-baba ve sağ kalan eş, saklı pay sahibi mirasçılardır.

Altsoy (çocuklar) için saklı pay oranı, onların yasal miras payının yarısıdır (TMK m. 506/1).

Mirasbırakan, ancak altsoyunun, ana ve babasının veya eşinin saklı payları dışında kalan kısımda ölüme bağlı tasarrufta bulunabilir (TMK m. 505, ).

2. Tasarruf Edilebilir Kısmın Hesabı

Mirasbırakanın dilediği kişiye (bu kişi bir evlat veya üçüncü kişi olabilir) bırakabileceği kısım, net terekenin (mirasbırakanın borçları ve masrafları düşüldükten sonra kalan değer) hesaplanması ve bu net terekeden tüm saklı payların çıkarılmasıyla bulunur (TMK m. 507, ).

II. Saklı Pay İhlali Durumunda Hukuki Koruma Yolları

Eğer mirasbırakan, malvarlığını sağlığında yaptığı işlemlerle (sağlararası kazandırmalar) veya ölümünden sonra geçerli olacak tasarruflarla (vasiyetname) saklı payları ihlal edecek şekilde tek bir evladına bırakmışsa, diğer evlatlar iki temel dava yoluyla haklarını koruyabilirler: Tenkis Davası ve Muris Muvazaası (Tapu İptali ve Tescil) Davası.

1. Ölüme Bağlı Tasarruflara Karşı: Tenkis Davası

Mirasbırakanın vasiyetname gibi ölüme bağlı bir tasarrufla, tasarruf edilebilir kısmı aşan miktarda bir evladına kazandırmada bulunması halinde, saklı payı zedelenen mirasçılar tenkis davası açarlar (TMK m. 560, ). Tenkis davası, tasarrufun fazlalık kısmının yasal sınıra indirilmesini ve saklı payın tamamlanmasını sağlar.

Tenkis davası açma hakkı, mirasçıların saklı paylarının zedelendiğini öğrendikleri tarihten itibaren bir yıl ve her halde mirasın açılması tarihinin üzerinden on yıl geçmekle düşer (TMK m. 571, ).

  • Tenkis davası, mirasbırakanın son yerleşim yeri Asliye Hukuk Mahkemesi'nde açılmalıdır (TMK m. 576; HMK m. 11/1-a, ). Bu yetki kuralı kesin yetki niteliğindedir.

2. Sağlararası Tasarruflara Karşı: Muris Muvazaası

Mirasbırakanın, diğer evlatlarından mal kaçırmak amacıyla, gerçekte bağışlamak istediği bir taşınmazı tapuda satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi gibi göstererek tek bir evladına devretmesi halinde muris muvazaası söz konusu olur.

Yargıtay'ın yerleşik içtihadına göre (01.04.1974 tarihli ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı), bu tür muvazaalı işlemler geçersizdir. Miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar (saklı pay sahibi olsun veya olmasın), resmi sözleşmenin muvazaa nedeniyle geçersizliğinin tespiti ve tapu kaydının iptali ile terekeye iadesini isteyebilirler.

İspat Yükü ve Delillerin Değerlendirilmesi: Muris muvazaası iddiasında ispat yükü davacıya aittir. Mirasbırakanın mal kaçırma kastının tespiti için mahkemeler, görünürdeki işlemin ardındaki gerçek iradeyi araştırmalıdır. Bu araştırmada şu olgular kritik rol oynar:

  • Haklı ve Makul Neden: Mirasbırakanın taşınmazı devretmek için haklı ve makul bir nedeninin olup olmadığı.
  • Alış Gücü ve Bedel Farkı: Temlik yapılan evladın taşınmazı satın alacak ekonomik gücünün olup olmadığı ve tapudaki satış bedeli ile taşınmazın gerçek değeri arasındaki fahiş fark.
  • Beşeri İlişki: Mirasbırakan ile evlatları arasındaki kişisel ilişkiler ve yöresel gelenekler.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu'nun güncel kararlarında da vurgulandığı üzere, muris muvazaası davalarında, mirasbırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılması gerekmektedir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2023/368, K. 2025/87, T. 26.02.2025, ). Bu ilke uyarınca, eğer mirasbırakanın mal kaçırma kastı somut delillerle ispat edilemezse, sırf bir çocuğa devir yapılması muvazaa için yeterli sayılmaz.

Bakım ve Hizmet Karşılığı Temlikin Durumu: Eğer temlik, ölünceye kadar bakıp gözetme karşılığı yapılmışsa, bu işlemin muvazaalı olup olmadığı değerlendirilirken, normal bakımının ötesinde özel bir ihtimam ve bakıma ihtiyaç duyulup duyulmadığı incelenir. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, normal ailevi görev sınırını aşan özel bir bakım ve hizmetin bedel (semen) olarak kabul edilebileceğini belirtmiştir (Yargıtay Hukuk Genel Kurulu, E. 2021/857, K. 2023/37, T. 08.02.2023, ). Dolayısıyla, bakım ihtiyacı içinde olan mirasbırakanın, kendisine özel hizmet veren evladına yaptığı temlik, mal kaçırma kastı taşımadığı sürece geçerli kabul edilebilir.

  • Muris muvazaasına dayalı tapu iptali ve tescil davası, taşınmazın aynına ilişkin olduğundan, Hukuk Muhakemeleri Kanunu m. 12/1 uyarınca taşınmazın bulunduğu yer Asliye Hukuk Mahkemesi kesin yetkilidir.

3. Tasarruf Ehliyetsizliği Nedeniyle İptal

Eğer mirasbırakan, malvarlığını devrettiği veya vasiyetname düzenlediği tarihte akıl hastalığı, akıl zayıflığı gibi nedenlerle fiil ehliyetine sahip değilse, yapılan tasarruf mutlak butlanla geçersizdir (TMK m. 557/1, ).

Ehliyetsizlik iddiası, mirasbırakanın işlem tarihindeki ayırt etme gücünün tespiti ile ilgilidir. Bu tespit, özel ve teknik bilgi gerektirdiğinden, mahkemeler tüm tıbbi kayıtları toplar ve Adli Tıp Kurumu'ndan veya üniversitelerin ilgili uzmanlık dallarından oluşacak bilirkişi heyetinden rapor alınmasını zorunlu görür (Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, E. 2024/3221, K. 2024/5547, T. 09.12.2024, ). Çelişkili raporların bulunduğu durumlarda, mahkeme kararını bilimsel ve denetime elverişli bir Adli Tıp Kurumu raporuna dayandırmak zorundadır.

Özet

Mirasbırakanın malvarlığını dilediği evladına bırakma özgürlüğü sınırlıdır. Bu özgürlük, yalnızca mirasbırakanın tasarruf edilebilir kısmı ile kısıtlanmıştır.

  1. Saklı Pay Koruması: Altsoy (çocuklar) için yasal miras payının yarısı saklı paydır ve bu payın ihlal edilmesi hukuken mümkün değildir.
  2. Hukuki Başvuru Yolları: Eğer mirasbırakan bu sınırı aşarsa (vasiyetname ile) veya mal kaçırma kastıyla muvazaalı işlemler yaparsa (sağlararası devir), diğer evlatlar Tenkis Davası veya Muris Muvazaası nedeniyle Tapu İptali ve Tescil Davası açarak haklarını geri alabilirler.
  3. İspatın Önemi: Muris muvazaası davalarında, mirasbırakanın gerçek iradesinin mal kaçırma kastı taşıdığının somut delillerle ispatlanması, davanın başarısı için kritik öneme sahiptir.

Diğer Paylaşımlar

Güncel paylaşımlarımıza bu alandan ulaşabilirsiniz

Biber Gazı Taşımak Suç Mudur?

Biber Gazı Taşımak Suç Mudur?

Bu makale, biber gazı taşımanın yasal durumunu, satış kısıtlamalarını ve en önemlisi, kullanım amacına göre (saldırı, tehdit veya meşru savunma) doğuracağı hukuki sonuçları Yargıtay kararları ışığında detaylıca incelemeyi amaçlamaktadır.

Daha Fazla

KİRA SÖZLEŞMELERİNDE ŞEKİL SERBESTİSİ İLKESİ VE YAZILI SÖZLEŞMENİN İSPAT VE HUKUKİ GÜVENLİK AÇISINDAN ÖNEMİ

KİRA SÖZLEŞMELERİNDE ŞEKİL SERBESTİSİ İLKESİ VE YAZILI SÖZLEŞMENİN İSPAT VE HUKUKİ GÜVENLİK AÇISINDAN ÖNEMİ

Bu makalenin temel amacı, kira sözleşmesinin hukuki geçerliliği için yazılı şeklin zorunlu olmamasına karşın, yazılı sözleşmenin taraflara sağladığı hukuki güvenlik ve ispat avantajlarını, özellikle Yargıtay içtihatları ışığında inceleyerek, hukuk uygulayıcıları ve öğrencileri için yol gösterici bir çerçeve sunmaktır.

Daha Fazla