
Memur Suçları Nelerdir?
1. GİRİŞ
Kamu hizmetinin etkin ve dürüst bir şekilde yürütülmesi, hukuk devletinin temel unsurlarından biridir. Bu bağlamda, kamu görevlilerinin (memurların) görevlerini ifa ederken uymaları gereken kurallar ve bu kurallara aykırı davranışların yaptırımları büyük önem taşır. "Memur suçları" olarak adlandırılan bu fiiller, yalnızca bireysel zararlara yol açmakla kalmayıp, aynı zamanda kamu düzenine, kamu güvenine ve devletin itibarına da zarar verebilir. Bu nedenle, Türk hukuk sisteminde memur suçları özel bir öneme sahiptir ve hem 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu (TCK) hem de 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK) gibi temel kanunlarda ayrıntılı bir şekilde düzenlenmiştir.
Bu makalede, memur suçlarının genel özellikleri, TCK'da düzenlenen başlıca memur suçları, disiplin hukuku boyutu ve yargılama usulü gibi konular kapsamlı bir şekilde ele alınacaktır. Amacımız, hukuk öğrencileri, akademisyenler ve hukuk uygulayıcıları için memur suçları konusunda kapsamlı ve bilgilendirici bir kaynak sunmaktır.
2. MEMUR SUÇLARININ GENEL ÖZELLİKLERİ
Memur suçları, diğer suç tiplerinden farklı olarak birtakım belirgin özelliklere sahiptir. Bu özellikler, söz konusu suçların ceza hukuku sistematiğindeki yerini ve uygulanacak yargılama usullerini doğrudan etkiler.
2.1. Kamu Görevi İlişkisi
Bir fiilin memur suçu olarak nitelendirilebilmesi için, öncelikle fiili işleyen kişinin memur veya diğer bir kamu görevlisi olması ve fiilin kamu göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi gerekmektedir. Bu bağlantı, fiilin görevin ifası sırasında veya görevden kaynaklanan yetki ve sorumlulukların kötüye kullanılması suretiyle gerçekleşebilir.
2.2. Kamu Güvenine Yönelik Tehdit
Memur suçlarının temelinde, kamu hizmetinin dürüstlük, tarafsızlık ve güvenilirlik ilkelerine uygun olarak yürütülmesi beklentisi yatar. Bu suçlar, kamu görevlilerinin yetkilerini kötüye kullanmaları veya görevlerini ihmal etmeleri yoluyla kamu düzenine ve devletin itibarını sarsarak kamu güvenini zedeler. Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun yerleşik içtihatlarında da vurgulandığı üzere, görevi kötüye kullanma suçunda korunan hukuki yarar, kamu idaresinin işleyişine duyulan güvenin sarsılmamasıdır (Yargıtay CGK, 28.01.2021, E. 2018/445, K. 2021/12; ).
2.3. Özel Yargılama Usulü
Memur suçlarının soruşturulması ve kovuşturulması, genel ceza yargılaması usulünden farklı olarak özel hükümlere tabidir. 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun, memurların görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için yetkili mercilerden izin alınması şartını getirerek, kamu görevinin kesintiye uğramamasını ve memurların keyfi suçlamalardan korunmasını amaçlar. Bu Kanun, memurlar hakkında ceza soruşturması yapılabilmesi için izlenecek usulü detaylı bir şekilde düzenler.
3. TÜRK CEZA KANUNU'NDA DÜZENLENEN BAŞLICA MEMUR SUÇLARI
Türk Ceza Kanunu (TCK), kamu idaresinin güvenilirliğine ve işleyişine karşı işlenen suçları özel olarak düzenlemiştir. Bu suçlar, kamu görevlilerinin görevlerini kötüye kullanmaları veya ihmal etmeleri sonucunda ortaya çıkan ve kamu düzenini bozan fiillerdir.
3.1. Görevi Kötüye Kullanma (TCK m. 257)
TCK’nın 257. maddesinde düzenlenen görevi kötüye kullanma suçu, kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı hareket etmesi veya görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstermesi suretiyle kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlaması ile oluşur (TCK m. 257; ). Bu suç, kanunda ayrıca suç olarak tanımlanan haller dışında uygulama alanı bulan tali bir norm niteliğindedir (Yargıtay CGK, 28.01.2021, E. 2018/445, K. 2021/12; ). Suçun oluşabilmesi için, norma aykırı davranışın yanı sıra, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olunması ya da haksız menfaat sağlanması şarttır (Yargıtay CGK, 24.01.2024, E. 2023/240, K. 2024/21; ).
3.2. Rüşvet (TCK m. 252)
Rüşvet suçu, bir kamu görevlisinin görevinin gereklerine aykırı olarak bir işi yapması veya yapmaması için kişiyle vardığı anlaşma çerçevesinde bir yarar sağlamasıdır (Yargıtay 5. CD, 31.10.2022, E. 2021/11747, K. 2022/12718; ). Rüşvet, çok failli bir suç olup, rüşvet veren ile rüşvet alan kamu görevlisinin aynı amacın gerçekleşmesini hedeflemesiyle tek bir suç olarak kabul edilir. Suçun oluşması için rüşvet anlaşmasının işin yapılmasından önce veya en geç yapılması anında gerçekleşmesi gerekmektedir (Yargıtay 5. CD, 21.09.2023, E. 2021/12541, K. 2023/8825; ).
3.3. İrtikap (TCK m. 250)
İrtikap suçu, kamu görevlisinin, kamu görevinin sağladığı nüfuzu kötüye kullanarak, kendisine veya başkasına yarar sağlamaya veya vaat etmeye bir kimseyi icbar ya da ikna etmesi veya kanunen almaması gereken şeyi, muhatabının hatasından yararlanarak alması ile oluşur (Yargıtay CGK, 30.03.2010, E. 2009/167, K. 2010/70; ). İcbar suretiyle irtikapta manevi cebir söz konusu olup, mağdurun iradesini baskı altında tutmaya elverişli her türlü zorlayıcı hareket bu kapsamdadır (Yargıtay CGK, 27.10.2015, E. 2013/412, K. 2015/347; ). Kişinin hatasından yararlanmak suretiyle irtikap suçunda ise failin zorlayıcı veya ikna edici hiçbir davranışı olmamasına rağmen, kişinin bilgisizliği, tecrübesizliği veya hatasından yararlanarak menfaat temin etmesi gerekir (Yargıtay 5. CD, 11.01.2022, E. 2018/6514, K. 2022/178; ).
3.4. Zimmet (TCK m. 247)
Zimmet suçu, kamu görevlisinin görevi nedeniyle zilyedliği kendisine devredilmiş olan veya koruma ve gözetimiyle yükümlü olduğu malı kendisinin veya başkasının zimmetine geçirmesidir (TCK m. 247; ). Zimmete geçirme, suç konusu mal üzerinde malikmiş gibi tasarrufta bulunmayı ifade eder (Yargıtay CGK, 17.06.2021, E. 2021/43, K. 2021/287; ). Suçun, zimmetin açığa çıkmamasını sağlamaya yönelik hileli davranışlarla işlenmesi nitelikli hal olup, verilecek ceza yarı oranında artırılır (Yargıtay CGK, 08.12.2022, E. 2021/44, K. 2022/790; ). Malın geçici bir süre kullanıldıktan sonra iade edilmek üzere işlenmesi ise daha az ceza gerektiren bir haldir.
3.5. Resmi Belgede Sahtecilik (TCK m. 204, 210)
Resmi belgede sahtecilik suçu, bir resmi belgeyi sahte olarak düzenleyen, gerçek bir belgeyi başkalarını aldatacak şekilde değiştiren veya sahte resmi belgeyi kullanan kişi tarafından işlenir. Kamu görevlisi tarafından görevi gereği düzenlemeye yetkili olduğu resmi bir belgeyi sahte olarak düzenlemesi veya değiştirmesi, suçun nitelikli halini oluşturur (TCK m. 204/2; ). Bu suçun memuriyet sıfatına bağlı olarak işlenmesi durumunda, TCK'nın 204/2. maddesi uygulanır (Yargıtay 15. CD, 31.10.2018, E. 2015/7601, K. 2018/7471; ).
3.6. İhmal Suretiyle Görevi Kötüye Kullanma
Görevi kötüye kullanma suçunun bir diğer görünümü olan ihmal suretiyle görevi kötüye kullanma, kamu görevlisinin görevinin gereklerini yapmakta ihmal veya gecikme göstererek, kişilerin mağduriyetine veya kamunun zararına neden olması ya da kişilere haksız bir menfaat sağlaması ile oluşur (TCK m. 257/2; ). Bu durumda, kamu görevlisinin davranışı icrai değil, ihmali niteliktedir (Yargıtay 5. CD, 13.02.2014, E. 2012/14841, K. 2014/1392; ).
3.7. Diğer İlgili Suçlar
Türk Ceza Kanunu'nda memurların görevleriyle bağlantılı olarak işleyebileceği başka suç tipleri de bulunmaktadır:
3.7.1. Kamu Görevlisinin Suçu Bildirmemesi (TCK m. 279)
Kamu görevlisinin, kamu adına soruşturma ve kovuşturmayı gerektiren bir suçun işlendiğini göreviyle bağlantılı olarak öğrenip de yetkili makamlara bildirimde bulunmayı ihmal etmesi veya bu hususta gecikme göstermesi bu suçu oluşturur (TCK m. 279; ). Sorumluluk, suçu öğrendiği halde bildirmeyen en üst yetkili kamu görevlisinde kalır (Yargıtay 9. CD, 26.05.2014, E. 2014/3274, K. 2014/6568; ).
3.7.2. Suç Delillerini Yok Etme, Gizleme veya Değiştirme (TCK m. 281)
Gerçeğin meydana çıkmasını engellemek amacıyla, bir suçun delillerini yok eden, silen, gizleyen, değiştiren veya bozan kişi cezalandırılır. Bu suçun kamu görevlisi tarafından göreviyle bağlantılı olarak işlenmesi halinde, verilecek ceza yarı oranında artırılır (TCK m. 281; ).
3.7.3. Kamu Görevine Ait Araç ve Gereçlerin Özel İşlerde Kullanılması (TCK m. 262)
Bir kamu görevini, kanun ve nizamlara aykırı olarak yerine getirmeye teşebbüs eden veya terk emri kendisine bildirilmiş olduğu halde görevi sürdüren kimseye üç aydan iki yıla kadar hapis cezası verilir (TCK m. 262; ). Özellikle kamu taşıtının tahsis amacı dışında veya özel işlerde kullanılmasına müsaade etmek, ihmali hareketle işlenen görevi kötüye kullanmanın özel bir hali olarak 237 sayılı Taşıt Kanunu'nun 16/1. maddesinde düzenlenmiştir (Yargıtay 9. CD, 25.11.2020, E. 2020/895, K. 2020/2275; ).
4. DİSİPLİN HUKUKU BOYUTU (657 SAYILI DMK)
Memur suçları, yalnızca ceza hukuku kapsamında değil, aynı zamanda disiplin hukuku boyutuyla da ele alınır. 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu (DMK), memurların görevlerini yerine getirirken uymaları gereken kuralları ve bu kurallara aykırı davranışların disiplin cezalarını düzenler.
4.1. Disiplin Cezaları
DMK'nın 125. maddesi, Devlet memurlarına verilecek disiplin cezalarını ve bu cezaları gerektiren fiil ve halleri sıralar. Bu cezalar şunlardır:
- Uyarma: Memura, görevinde ve davranışlarında daha dikkatli olması gerektiğinin yazı ile bildirilmesidir.
- Kınama: Memura, görevinde ve davranışlarında kusurlu olduğunun yazı ile bildirilmesidir.
- Aylıktan Kesme: Memurun brüt aylığından belirli bir oranda kesinti yapılmasıdır.
- Kademe İlerlemesinin Durdurulması: Memurun bulunduğu kademede ilerlemesinin belirli bir süre durdurulmasıdır.
- Devlet Memurluğundan Çıkarma: Memurun bir daha Devlet memurluğuna atanmamak üzere görevine son verilmesidir.
Öğrenim durumları nedeniyle yükselebilecekleri kadroların son kademelerinde bulunan Devlet memurlarının, kademe ilerlemesinin durdurulması cezasının verilmesini gerektiren hallerde, brüt aylıklarının ¼’ü – ½’si kesilir ve tekerrüründe görevlerine son verilir.
4.2. Ceza ve Disiplin Soruşturmalarının İlişkisi
Ceza kovuşturması ile disiplin kovuşturması, amaç, kapsam, usul ve sonuçlar bakımından birbirinden farklıdır. Aynı olaydan dolayı memur hakkında ceza mahkemesinde kovuşturmaya başlanmış olması, disiplin kovuşturmasını geciktiremez. Memurun ceza kanununa göre mahkum olması veya olmaması halleri, ayrıca disiplin cezasının uygulanmasına engel olmaz (DMK m. 131; ). Danıştay içtihatları da bu ayrımı net bir şekilde ortaya koymaktadır; ceza yargılamasında suçun unsurlarının oluşmadığı gerekçesiyle verilen beraat kararı, disiplin cezası bakımından aynı suç nev'i için bağlayıcı olsa da, memurun eylem, tutum ve davranışlarının bir başka disiplin suçu kapsamına girmesi halinde disiplin cezası verilmesine hukuki bir engel bulunmamaktadır (Danıştay İDDK, 28.01.2021, E. 2020/1811, K. 2021/143; ; Danıştay 12. Daire, 17.06.2021, E. 2021/399, K. 2021/4080; ).
5. YARGILAMA USULÜ
Memur suçlarına ilişkin yargılama usulü, diğer suçlardan farklılık arz etmekte olup, bu alandaki temel düzenleme 4483 sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun'dur. Bu Kanun, memurların ve diğer kamu görevlilerinin görevleri sebebiyle işledikleri suçlardan dolayı yargılanabilmeleri için izin vermeye yetkili mercileri belirlemekte ve izlenecek usulü düzenlemektedir.
5.1. 4483 Sayılı Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun
4483 sayılı Kanun'un temel amacı, kamu hizmetinin etkin ve kesintisiz bir şekilde yürütülmesini sağlamak ve memurların göreviyle ilgili olmayan veya dayanaksız iddialarla gereksiz soruşturmalara maruz kalmasını önlemektir (Yargıtay 7. CD, 24.11.2022, E. 2021/23977, K. 2022/16925; ). Bu nedenle, memurlar hakkında ceza soruşturması yapılabilmesi kural olarak idari mercilerin iznine bağlıdır. Kanun'un 4. maddesi uyarınca, Cumhuriyet başsavcıları, memurlar ve diğer kamu görevlilerinin bu Kanun kapsamına giren suçlarına ilişkin herhangi bir ihbar veya şikayet aldıklarında, ivedilikle toplanması gerekli ve kaybolma ihtimali bulunan delilleri tespitten başka hiçbir işlem yapmayarak ve hakkında ihbar veya şikayette bulunulan memur veya diğer kamu görevlisinin ifadesine başvurmaksızın evrakın bir örneğini ilgili makama göndererek soruşturma izni isterler. Ancak, aynı maddenin üçüncü fıkrasında belirtilen şartları taşımayan soyut ve genel nitelikteki ihbar ve şikayetler işleme konulmaz.
5.2. İdari İzin Prosedürü
Soruşturma izni verilmesi veya verilmemesi kararlarına karşı itiraz mümkündür. Kanun'un 9. maddesine göre, soruşturma izni verilmesine ilişkin karara karşı hakkında inceleme yapılan memur veya diğer kamu görevlisi; soruşturma izni verilmemesine ilişkin karara karşı ise Cumhuriyet başsavcılığı veya şikayetçi itiraz yoluna gidebilir. İtiraz süresi, yetkili merciin kararının tebliğinden itibaren on gündür. İtirazlar, öncelikle incelenir ve en geç üç ay içinde karara bağlanır ve verilen kararlar kesindir.
Soruşturma izninin kapsamı, şikayet, ihbar veya iddia konusu olaylar ile bunlara bağlı olarak ileride soruşturma sırasında ortaya çıkabilecek konuları kapsar. Ancak, soruşturma sırasında izin verilen olay ve konudan tamamen ayrı veya farklı bir suç olarak nitelendirilebilecek bir fiil ortaya çıktığında, yeniden izin alınması zorunludur. Suçun hukuki niteliğinin değişmesi ise yeniden izin alınmasını gerektirmez.
5.3. Doğrudan Soruşturma Açılabilen İstisnai Durumlar
Bazı istisnai durumlarda, memurlar hakkında doğrudan soruşturma açılması mümkündür. 3628 sayılı Mal Bildiriminde Bulunulması, Rüşvet ve Yolsuzluklarla Mücadele Kanunu'nun 17. maddesi uyarınca, bu Kanunda ve 4389 sayılı Bankalar Kanununda yazılı suçlarla, irtikap, rüşvet, basit ve nitelikli zimmet, görev sırasında veya görevinden dolayı kaçakçılık, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, Devlet sırlarının açıklanması veya açıklanmasına sebebiyet verme suçlarından veya bu suçlara iştirak etmekten sanık olanlar hakkında 4483 sayılı Kanun hükümleri uygulanmaz. Bu suçlar, kamu görevinin kötüye kullanılması ve kamu güveninin zedelenmesi nedeniyle doğrudan soruşturma açılmasını gerektiren ağırlıktaki suçlardır (Yargıtay 18. CD, 04.03.2019, E. 2018/5391, K. 2019/4170; ).
Soruşturma izninin kesinleşmesi üzerine dosya, yetkili ve görevli Cumhuriyet başsavcılığına gönderilir ve hazırlık soruşturması genel hükümlere göre yürütülür. Hazırlık soruşturması sırasında hakim kararı alınmasını gerektiren hususlarda yetkili mahkemelere başvurulur.
6. SONUÇ
Bu makalede, memur suçları kavramı, unsurları, Türk Ceza Kanunu’ndaki düzenlemeleri, disiplin hukuku boyutu ve yargılama usulü detaylı bir şekilde incelenmiştir. Görüldüğü üzere, memur suçları, yalnızca bireysel mağduriyetlere değil, aynı zamanda kamu düzenine ve devletin itibarına yönelik ciddi bir tehdit oluşturmaktadır. Bu suçların önlenmesi, kamu hizmetinin etkin, dürüst ve güvenilir bir şekilde yürütülmesinin temel şartıdır.
Memurların görevlerini yerine getirirken hukuka uygun davranmaları, yasal sınırların bilincinde olmaları ve etik değerlere bağlı kalmaları, kamu hizmetinin kalitesini artırmanın yanı sıra devletin toplum nezdindeki saygınlığını da güçlendirecektir. Şeffaflık, hesap verebilirlik ve dürüstlük ilkelerinin kamu yönetiminde hakim kılınması, memur suçlarının azalmasına ve kamu güveninin artmasına katkı sağlayacaktır.
Diğer Paylaşımlar
Güncel paylaşımlarımıza bu alandan ulaşabilirsiniz

Kumar Bağımlılığı: Türk Hukukunda Boşanma Sebebi Olarak Kapsamlı Bir İnceleme
Bu makale, kumar bağımlılığının boşanma sebebi olarak kabul edilmesinin hukuki dayanaklarını, Yargıtay'ın bu konudaki yaklaşımını, ispat yükünü ve davanın fer'i sonuçlarına etkilerini detaylı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır.
Daha Fazla

İşyerinde Kamera ile İzleme: Hukuki Sınırlar, İşçi Hakları ve Yargı İçtihatları Işığında Stratejik Bir Bakış
Bu makale, işverenin kamera ile izleme faaliyetlerinin hukuki çerçevesini, Yargıtay ve Danıştay içtihatları ışığında belirlenen sınırlarını, işçilerin haklarını ve hukuka aykırı uygulamaların sonuçlarını stratejik bir bakış açısıyla ele almayı amaçlamaktadır.
Daha Fazla

İşlenmeyen Tarım Arazilerinin Tarımsal Amaçlı Kiraya Verilmesi Hakkında Bilmeniz Gerekenler
Bu makalede, işlenmeyen tarım arazilerinin tarımsal üretime kazandırılmasına yönelik düzenlemenin kapsamı ve yasal dayanakları açıklamak amaçlanmıştır. Ayrıca kiralama süreci, tarafların hak ve yükümlülükleri ile uygulamada dikkat edilmesi gereken hususların özetlenmesi hedeflenmiştir.
Daha Fazla

Avukatlık Tekeli
Avukatlık mesleği, sahip olduğu özel nitelikler ve yasal düzenlemelerle, hukuki güvenliğin teminatı olarak kabul edilmektedir. Bu yazıda, avukatlık tekelinin ne anlama geldiği, neden bu kadar önemli olduğu ve hukuki süreçlerde neden sadece avukatlara güvenilmesi gerektiği detaylı bir şekilde açıklanacaktır.
Daha Fazla