Kıyı Kanunu Işığında Vatandaşların Kıyılardan Yararlanma Hakkı: Sahiller Kimin?

Kıyı Kanunu Işığında Vatandaşların Kıyılardan Yararlanma Hakkı: Sahiller Kimin?

Yaz mevsimi geldiğinde serinlemek ve dinlenmek için akla ilk gelen yerlerden biri şüphesiz deniz ve sahiller olur. Ancak zaman zaman, özel işletmelerin veya şahısların kıyıları halkın kullanımına kapatmaya çalıştığı durumlarla karşılaşılmaktadır. Peki, anayasal bir hak olan kıyılardan yararlanma hakkı, Türk Hukuku'nda nasıl güvence altına alınmıştır ve vatandaşlar bu konuda hangi haklara sahiptir?


Anayasal ve Kanuni Temel: Kıyılar Kimin?

Türk Anayasası'nın 43. maddesi, kıyıların statüsünü açık bir şekilde tanımlar:

"Kıyılar, Devletin hüküm ve tasarrufu altındadır. Deniz, göl ve akarsu kıyılarıyla, deniz ve göllerin kıyılarını çevreleyen sahil şeritlerinden yararlanmada öncelik kamu yararınadır."

Bu madde, kıyıların bir kamu malı olduğunu ve özel mülkiyete konu olamayacağını, herkesin eşit ve serbestçe yararlanmasına açık olması gerektiğini anayasal düzeyde güvence altına alır. Kıyılar, tahsisli kamu malları kapsamında yer almakta olup bu niteliği gereği özel hukuk kişileri lehine ayni hak tesis edilemez.

Bu anayasal ilkenin uygulama çerçevesi, 3621 sayılı Kıyı Kanunu ile detaylandırılmıştır. Kanunun temel amacı, kıyıların doğal yapısını ve ekolojik dengesini koruyarak kamu yararına uygun bir kullanımını sağlamaktır. Bu kapsamda kıyılar ve sahil şeritleri kamuya ait alanlar olarak kabul edilmekte ve özel mülkiyete konu olamamaktadır. Kanunun 5. maddesi, kıyılarda ve sahil şeritlerinde özel mülkiyetin sınırlandırılmasını ve bu alanların kamunun yararına sunulmasını öngörür.


"Sahil Şeridi" ve "Kıyı Kenar Çizgisi" Kavramları

Kıyı Kanunu’nda iki önemli kavram yer alır: kıyı kenar çizgisi ve sahil şeridi.

  • Kıyı kenar çizgisi; deniz, tabii ve suni göl ile akarsularda, taşkın suların en yüksek seviyede karaya ulaştığı nokta ile bitki örtüsünün başladığı yer arasında kalan sınırdır.
  • Bu çizginin kara yönündeki devamı olan ve en az 100 metre genişliğindeki alan, sahil şeridi olarak tanımlanır.

Kıyı kenar çizgisi ile sahil şeridi arasında kalan bu alan, kamu yararına tahsis edilmiş olup, Kıyı Kanunu’nun 9. ve 10. maddeleri uyarınca kamu yararı dışındaki özel yapılaşmalara veya halkın erişimini engelleyecek faaliyetlere izin verilmez.


İşletmelerin Yükümlülükleri ve Vatandaşların Hakları

Deniz kenarında faaliyet gösteren plaj işletmeleri veya tesisler, her ne kadar kendilerine tahsisli bir alanda hizmet verseler de, halkın kıyılardan serbestçe yararlanma hakkını engelleyici uygulamalarda bulunamazlar. Kıyı Kanunu ve ilgili yönetmelikler, plaj işletmelerine bazı önemli yükümlülükler getirir:

  • Geçiş Hakkı ve Engellenemez Erişim: İşletmeler, plajın yalnızca bir kısmını kullanıma açmış olsalar dahi, vatandaşların kıyıya ve denize serbestçe ulaşımını sağlayan geçiş yollarını kapatamazlar. Bu ilke, Anayasa Mahkemesi’nin 1993/38 E., 1994/2 K. sayılı ve 13.01.1994 tarihli kararında da vurgulanmıştır.
  • Ücretsiz Yararlanma: Plaj işletmeleri, denize girmek veya güneşlenmek amacıyla kıyı şeridini kullanmak isteyen vatandaşlardan giriş ücreti talep edemezler. Ücret yalnızca, sunulan şezlong, şemsiye, yiyecek-içecek gibi ek hizmetler karşılığında istenebilir. Bu husus, Danıştay 6. Dairesi’nin 2003/1206 E., 2004/701 K. sayılı ve 28.01.2004 tarihli kararında açıkça ifade edilmiştir.
  • Özel Mülkiyet İddiası Yasağı: Kıyılar, özel mülkiyetin dışında kalan kamu alanlarıdır. Hiçbir kişi veya işletme, kıyı şeridinin kendi mülkü olduğunu iddia ederek halkın kullanımını engelleyemez.

Kıyıdaki Sabit ve Seyyar Unsurlarla İşgal

Plajlarda halkın serbest yararlanmasını engelleyici işgaller, sabit ve seyyar unsurlar yoluyla gerçekleşebilir:

  • Sabit işgal: Beton dökme, duvar örme, yapı inşası gibi kalıcı müdahalelerdir.
  • Seyyar işgal: Şezlong, şemsiye, masa gibi taşınabilir eşya ile alanın kapatılmasıdır.

Her iki tür işgal, halkın serbest yararlanmasını fiilen engelliyorsa Kıyı Kanunu’na aykırılık teşkil eder. Tüm yasal belgeleri olsa dahi, halkın kıyıdan yararlanma hakkını engelleyen işletmeler hukuken fuzuli şagil sayılır ve idare ecri misil (işgal tazminatı) talep edebilir.


Tüketici Hakları Kapsamında Değerlendirme

Plaj işletmeleri ile vatandaşlar arasındaki ilişkilerde, yukarıda belirtilen Kıyı Kanunu hükümleri saklı kalmak kaydıyla, 6502 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun da uygulanabilir. İşletmelerin sunduğu hizmetler karşılığında haksız fiyat uygulaması, vaat edilen hizmetin sunulmaması veya yanıltıcı beyanlar gibi hallerde tüketici hakları ihlal edilebilir. Bu durumlarda:

  • Uyuşmazlığın parasal değerine göre Tüketici Hakem Heyetlerine,
  • Daha yüksek değerli ihtilaflarda ise Tüketici Mahkemelerine başvuru mümkündür.

Hak İhlali Durumunda Hukuki Başvuru Mekanizmaları

Eğer kıyılardan yararlanma hakkınızın ihlal edildiğini düşünüyorsanız başvurabileceğiniz yollar şunlardır:

A. İdari Başvuru Yolları:

  • Uyarı ve İtiraz: İşletmeye, Kıyı Kanunu hükümlerine aykırı davrandığını belirten bir bildirimde bulunabilirsiniz.
  • Şikayet:
    • Belediye zabıta müdürlüklerine,
    • Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlükleri’ne,
    • Kaymakamlık veya valiliklere şikayette bulunabilirsiniz. Bu kurumlar, ihlallerle ilgili denetim ve yaptırım yetkisine sahiptir.

B. İdari Yargı Yolları:

  • İptal Davası: Hukuka aykırı olarak verilen ruhsat, izin veya idari işlem hakkında İdari Yargılama Usulü Kanunu kapsamında iptal davası açılabilir.
  • Tam Yargı Davası: Kıyı Kanunu ihlali nedeniyle uğranılan maddi/manevi zararın tazmini için tam yargı davası açılabilir. Danıştay 8. Dairesi’nin 2006/7036 E., 2007/3511 K. ve 03.07.2007 tarihli kararı, kıyılardan yararlanmayı kısıtlayıcı uygulamaların hukuka aykırı olduğunu ve idarenin hizmet kusuru doğurabileceğini belirtmiştir.

Sonuç

Yaz aylarında serinlemek ve denizin tadını çıkarmak isteyen tüm vatandaşlarımızın kıyılardan serbestçe ve eşit koşullarda yararlanma hakkı, Anayasa ve Kıyı Kanunu ile güvence altına alınmıştır. Yargı kararları da bu hakkı desteklemekte; kıyıların kamusal karakterini ve vatandaşların eşit, serbest ve ücretsiz kullanımını teyit etmektedir. Bu hakkın ihlali durumunda, ilgili idari mercilere başvurarak ve gerektiğinde hukuki yolları kullanarak hakkınızı aramanız mümkündür.


 

Diğer Paylaşımlar

Güncel paylaşımlarımıza bu alandan ulaşabilirsiniz

Trafik Kazasında Araç Mahrumiyet Bedeli Talebi

Trafik Kazasında Araç Mahrumiyet Bedeli Talebi

Bu yazıda araç mahrumiyet bedelinin ne olduğu, hangi hukuki temellere dayandığı ve nasıl ispat edilebileceği detaylı şekilde ele alınacaktır.

Daha Fazla

Ev Hanımlarına Emeklilik ve Şartları

Ev Hanımlarına Emeklilik ve Şartları

Bu makalede, ev hanımlarının hangi yollarla emekli olabileceği ve bu sürecin hukuki şartları ele alınacaktır.

Daha Fazla

Bir Avukata Nasıl Vekaletname Verilir

Bir Avukata Nasıl Vekaletname Verilir

Bir Avukata Nasıl Vekaletname Verilir?

Daha Fazla

Konut Ve Çatılı İşyeri Kiralarında Kira Tespit Davası: Uygulama, Koşullar Ve Yargıtay Kriterleri

Konut Ve Çatılı İşyeri Kiralarında Kira Tespit Davası: Uygulama, Koşullar Ve Yargıtay Kriterleri

Bu makalede, konut ve çatılı işyeri kiralarında kira tespit davasının yasal dayanakları, dava şartları, başvuru süreci ve Yargıtay içtihatları ışığında nasıl yürütüldüğü açıklanmıştır. Beş yılı aşan kira sözleşmelerinde, kiraya verenin veya kiracının hangi koşullarda mahkemeye başvurarak kira bedelinin yeniden belirlenmesini talep edebileceği özetlenmiştir.

Daha Fazla