
Kiracım Kirayı Ödemiyor, Ne Yapabilirim?
Kiracının kira bedelini ödememesi, hem maddi kayıplara hem de hukuki uyuşmazlıklara yol açan ciddi bir sorundur. Bu gibi durumlarda kiraya verenin, haklarını Türk Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu çerçevesinde doğru ve zamanında kullanması büyük önem taşır. Aşağıda, kiracının kira ödememesi halinde başvurulabilecek hukuki yollar, uygulamada en çok karşılaşılan senaryolar dikkate alınarak açıklanmıştır.
1. Yazılı İhtar Göndererek Temerrüt Oluşturmak
Kiracının kira borcunu vadesinde ödememesi durumunda, ilk olarak yazılı bir ihtarname ile en az 30 günlük süre verilmelidir. Bu ihtarname noter aracılığıyla ya da iadeli taahhütlü mektupla gönderilmeli, içeriğinde açıkça ödenmeyen kira bedeli ve bu borcun 30 gün içinde ödenmemesi halinde kira sözleşmesinin feshedileceği belirtilmelidir.
Bu ihtar, Türk Borçlar Kanunu’nun 315. maddesi uyarınca kiracıyı temerrüde düşürmek amacıyla gönderilir. Süre sonunda ödeme yapılmazsa, kiraya veren sözleşmeyi feshedebilir ve tahliye davası açma hakkı kazanır.
2. Tahliye Talepli İlamsız İcra Takibi Başlatmak
Kira borcunu ödemeyen kiracıya karşı en hızlı çözüm yollarından biri, doğrudan icra dairesine başvurarak tahliye talepli ilamsız icra takibi başlatmaktır. Bu takip, İcra İflas Kanunu’nun 269. maddesi uyarınca yapılır. Takip başlatıldıktan sonra, kiracıya bir ödeme emri tebliğ edilir. Bu ödeme emrine göre kiracının:
- 7 gün içinde itiraz hakkı,
- 30 gün içinde borcu ödeme yükümlülüğü vardır.
Kiracı bu sürelerde ödeme yapmaz ve itirazda da bulunmazsa, takip kesinleşir. Ardından kiraya veren, tahliye talebini icra mahkemesine ileterek tahliye kararının alınmasını sağlayabilir. Bu yöntem, özellikle kiracının savunma geliştirme ihtimali düşükse veya hızlı sonuç alınmak isteniyorsa tercih edilir.
3. İki Haklı İhtar Yoluyla Tahliye Davası Açmak
Kiracının kira ödemelerini düzensiz yapması, yani aynı kira yılı içinde iki kez ödeme tarihini geçirmesi ve bu her iki durum için de haklı ihtar gönderilmiş olması halinde, TBK m. 352/2 uyarınca tahliye davası açılabilir.
İhtarların biri noter aracılığıyla, diğeri icra ödeme emriyle yapılabilir. Her iki ihtarın da belgeye dayalı olması gerekir. Kiraya veren, bu iki haklı ihtarın gönderildiği kira yılının bitiminden itibaren bir ay içinde sulh hukuk mahkemesinde tahliye davası açmalıdır. Bu yol, ödeme aksaklıklarının süreklilik kazandığı durumlarda oldukça etkili bir çözümdür.
4. Temerrüt Nedeniyle Sözleşmenin Feshi ve Tahliye Davası
Yazılı ihtara rağmen kira bedeli ödenmemişse ve kiracı temerrüde düşmüşse, kiraya veren, Türk Borçlar Kanunu’nun 315. maddesi uyarınca sözleşmeyi feshedebilir. Bu durumda sulh hukuk mahkemesine başvurularak temerrüt nedeniyle tahliye davası açılır.
Bu dava türünde kiraya verenin, ihtarın usulüne uygun yapıldığını ve kiracının süre dolmasına rağmen borcu ödemediğini ispatlaması gerekir. Bu yöntem, noter ihtarıyla başlayan süreçlerin doğal devamıdır ve özellikle kira borcunun tek seferde ödenmemesi durumunda tercih edilir.
Hangi Yöntem Ne Zaman Tercih Edilmeli?
Kiraya verenin hangi yolu izleyeceği, kiracının davranış biçimine, ödeme düzenine ve somut olayın koşullarına göre değişir. Örneğin:
- Kiracı ilk kez ödeme yapmamışsa ve diyalog kurulabiliyorsa yazılı ihtarla başlayan süreç tercih edilebilir.
- Borcun ısrarlı şekilde ödenmemesi halinde tahliye talepli icra takibi daha hızlı sonuç verir.
- Kira ödemeleri sürekli geç yapılıyorsa, iki haklı ihtara dayalı tahliye davası hem hukuki zemini sağlam hem de etkili bir yöntemdir.
Her yöntemin avantajları ve sınırlılıkları bulunur. Bu nedenle sürecin dikkatle planlanması gerekir. Hatalı işlem yapılması veya sürelerin kaçırılması, tahliye talebinin reddine yol açabilir.
Sonuç
Kiracının kira ödememesi halinde, Türk Borçlar Kanunu ve İcra İflas Kanunu kiraya verene güçlü ve etkin hukuki yollar sunmaktadır. Ancak bu süreçlerin başarıyla tamamlanabilmesi için her adımda yasal usullere riayet edilmeli, işlemler mutlaka delillendirilmeli ve sürelere titizlikle dikkat edilmelidir. Uygulamada yapılan en büyük hata, ihtarların usulsüz gönderilmesi veya sürelere uyulmamasıdır.
Bu nedenle, kira alacağının tahsili ve tahliye sürecinin başlatılmasında profesyonel hukuki destek alınması, hem zaman kaybını hem de hak kaybını önleyecektir.
Diğer Paylaşımlar
Güncel paylaşımlarımıza bu alandan ulaşabilirsiniz

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK KAVRAMI: CEZA HUKUKU ÇERÇEVESİNDE TANIM, UYGULAMA VE YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME
Bu makalede, "suça sürüklenen çocuk" kavramı ceza hukuku çerçevesinde tanımlanarak, çocukların cezai sorumluluk durumları ile sosyal inceleme raporu uygulamaları ve Yargıtay kararları ışığında adil yargılanma süreçleri ele alınmıştır. Ayrıca, çocuklara yönelik koruyucu ve destekleyici tedbirlerin hukuki temeli ve uygulama gerekliliği vurgulanmıştır.
Daha Fazla

RÜŞVET SUÇU: TÜRK CEZA HUKUKUNDA DÜZENLEMESİ, UNSURLARI VE YAPTIRIMLARI
Bu makalede, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen rüşvet suçunun tanımı, yasal unsurları, cezai yaptırımları ve etkin pişmanlık halleri detaylı şekilde ele alınmıştır. Ayrıca Yargıtay kararları ve uluslararası düzenlemeler çerçevesinde uygulamaya yönelik değerlendirmelere yer verilmiştir.
Daha Fazla

Adliyeden Gelen Tebligat (Kağıt) Ne Anlama Gelir? Ne Yapmalısınız?
Bu makalede, adliyeden gelen bir tebligatın ne anlama geldiği, hangi belgeleri içerebileceği ve bu durumda hangi adımların atılması gerektiği detaylı şekilde açıklanmıştır. Amaç, hak kaybı yaşamamak için sürece bilinçli ve zamanında müdahale edilmesini sağlamaktır.
Daha Fazla

Trafik Kazasında Araç Mahrumiyet Bedeli Talebi
Bu yazıda araç mahrumiyet bedelinin ne olduğu, hangi hukuki temellere dayandığı ve nasıl ispat edilebileceği detaylı şekilde ele alınacaktır.
Daha Fazla