Hayasızca Hareketler Suçu

Hayasızca Hareketler Suçu (TCK m. 225) Hakkında Genel Bir Değerlendirme

1. GİRİŞ

Bu makalenin amacı, Türk Ceza Kanunu'nun 225. maddesinde düzenlenen hayasızca hareketler suçunu, genel hatlarıyla halkı bilgilendirme hedefiyle açıklamaktır. Hayasızca hareketler suçu, genel ahlakın korunması ve toplumun ortak değerlerine saygı gösterilmesi amacıyla yasaklanmış bir davranıştır. Bu bağlamda, makalede suçun tanımı yapılarak, hangi eylemlerin bu suçu oluşturabileceği ve suçun hukuki unsurları üzerinde durulacaktır. Ayrıca, suçun toplumsal ahlak ve düzenin korunmasındaki rolü değerlendirilerek, konunun önemi vurgulanacaktır.

2. HAYASIZCA HAREKETLER SUÇU (TCK m. 225)

Türk Ceza Kanunu'nun 225. maddesi, genel ahlaka karşı işlenen suçlar kapsamında "hayasızca hareketler" suçunu düzenlemektedir. Bu suç, toplumun ahlaki değerlerini ve düzenini korumayı amaçlamaktadır. TCK m. 225'e göre, "Alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır". Bu düzenleme ile kanun koyucu, toplumun ortak değerlerini ve ahlaki yapısını zedeleyen davranışları cezalandırmayı hedeflemektedir.

2.1. Suçun Koruduğu Hukuki Değer

Hayasızca hareketler suçu ile korunmak istenen hukuki değerler, genel ahlak, kamu düzeni ve toplumun ortak değerleridir. Türk Ceza Kanunu'nun 1. maddesinde belirtildiği üzere, ceza kanununun amacı; kişi hak ve özgürlüklerini, kamu düzen ve güvenliğini, hukuk devletini, kamu sağlığını ve çevreyi, toplum barışını korumak, suç işlenmesini önlemektir. Bu bağlamda, hayasızca hareketler suçu, toplumun ahlaki değerlerini zedeleyen ve kamu düzenini bozan davranışları cezalandırarak bu değerleri koruma amacını taşır.

2.2. Suçun Maddi Unsurları

Hayasızca hareketler suçunun oluşabilmesi için belirli maddi unsurların bir araya gelmesi gerekmektedir. Bu unsurlar, fiil (eylem), aleniyet, fiilin cinsel içerikli olması, fail ve mağdurdan oluşmaktadır.

2.2.1. Fiil (Eylem) Unsuru

Bu suçun maddi unsuru, Türk Ceza Kanunu'nun 225. maddesinde açıkça belirtildiği üzere, "alenen cinsel ilişkide bulunmak" veya "teşhircilik yapmaktır". "Alenen cinsel ilişkide bulunmak" ifadesi, cinsel ilişkinin herkesin görebileceği veya ulaşabileceği bir yerde gerçekleşmesini ifade ederken, "teşhircilik" ise cinsel organın veya vücudun cinsel bölgelerinin yine aynı şekilde aleni olarak sergilenmesini ifade etmektedir.

2.2.2. Aleni Olma Şartı

Fiilin aleni olması, yani kamuya açık bir şekilde gerçekleşmesi gerekmektedir. Aleniyet, hareketin herkes tarafından görülebilir veya ulaşılabilir olmasını ifade eder. Yargıtay kararlarında da belirtildiği gibi, eylemin gerçekleştiği yerin kamuya açık olması ve herkesin kolaylıkla görebileceği bir konumda bulunması aleniyet unsurunun gerçekleşmesi için önemlidir. Örneğin, Yargıtay 4. Ceza Dairesi, hastane otoparkında park halindeki otomobilin arka koltuğunda cinsel ilişkiye girilmesini, camlardan içerisinin görülebilmesi sebebiyle aleniyet unsurunun gerçekleştiği şeklinde değerlendirmiştir.

2.2.3. Cinsel İçerikli Olması

Suçun oluşması için fiilin cinsel içerik taşıması gerekmektedir. Bu, yapılan hareketin cinsel arzuları tatmin etmeye yönelik olması veya cinsel dürtüleri açığa vurması anlamına gelir. Teşhircilik suçunda, kişinin cinsel organını göstermesi veya cinsel bölgelerini sergilemesi bu kapsamda değerlendirilir. Yargıtay 18. Ceza Dairesi, teşhirciliği "kişinin cinsel tatmine ulaşabilmek için cinsel organı veya madde metniyle korunması hedeflenen değerleri incitecek şekilde vücut bölgelerini alenen göstermesi" olarak tanımlamıştır.

2.2.4. Fail

Bu suçun faili herkes olabilir. Yani, herhangi bir kişi bu suçu işleyebilir. Failin cinsiyeti, yaşı veya diğer kişisel özellikleri suçun oluşumu açısından bir önem taşımaz.

2.2.5. Mağdur

Hayasızca hareketler suçunun doğrudan bir mağduru bulunmamaktadır. Bu suç, genel ahlaka karşı işlenen bir suçtur ve dolayısıyla toplumun tamamı bu suçun mağduru olarak kabul edilir.

2.3. Suçun Manevi Unsuru

Hayasızca hareketler suçunun manevi unsuru kasttır. Türk Ceza Kanunu'nun 21. maddesine göre kast, suçun kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek gerçekleştirilmesidir. Bu bağlamda, failin alenen cinsel ilişkide bulunma veya teşhircilik yapma eylemini bilerek ve isteyerek gerçekleştirmesi gerekmektedir.

Doğrudan kast, failin eyleminin kanunda suç olarak tanımlandığını bilmesi ve bu sonucu istemesi halidir. Hayasızca hareketler suçunda fail, alenen cinsel ilişkide bulunduğunu veya teşhircilik yaptığını ve bu eylemin toplumda infial yaratacağını bilerek hareket etmelidir.

Olası kast ise, failin eyleminin kanuni tanımdaki unsurların gerçekleşebileceğini öngörmesine rağmen fiili işlemesi halidir. Hayasızca hareketler suçunda olası kastın varlığı doktrinde tartışmalıdır. Zira bu suçun yapısı gereği, failin eyleminin sonuçlarını öngörmesi ve buna rağmen eylemi gerçekleştirmesi durumunda, doğrudan kastın varlığı kabul edilebilir. 

2.4. Suçun Cezası ve Yaptırımlar

Hayasızca hareketler suçunun cezası, Türk Ceza Kanunu'nun 225. maddesinde düzenlenmiştir. İlgili maddeye göre, alenen cinsel ilişkide bulunan veya teşhircilik yapan kişi, altı aydan bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.

Bu suçun cezası belirlenirken, suçun işleniş şekli, yeri, zamanı ve failin güttüğü amaç gibi unsurlar göz önünde bulundurulur. Türk Ceza Kanunu’nun 61. maddesi uyarınca hakim, somut olayın özelliklerini dikkate alarak cezanın alt ve üst sınırı arasında bir belirleme yapar.

Hükmün açıklanmasının geri bırakılması (HAGB) ve cezanın ertelenmesi gibi hukuki imkanlar, diğer şartların da sağlanması koşuluyla bu suç için de mümkündür. HAGB kararı verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmaması, mahkemece sanığın yeniden suç işlemeyeceği kanaatine varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın giderilmesi gerekmektedir.

Hapis cezasının adli para cezasına çevrilmesi de mümkündür. Ancak, bu çevirme işlemi, hapis cezasının süresi ve diğer koşullar dikkate alınarak hakim tarafından değerlendirilir.

3. YARGITAY İÇTİHATLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME

Yargıtay, hayasızca hareketler suçuna ilişkin içtihatlarında, suçun maddi unsurlarının somut olayda nasıl değerlendirilmesi gerektiğine dair önemli kriterler ortaya koymuştur. Özellikle aleniyet ve fiilin cinsel içerik taşıması hususları Yargıtay kararlarında sıklıkla ele alınmıştır.

Yargıtay 4. Ceza Dairesi, bir kararında, sanıkların hastane otoparkında park halindeki otomobilin arka koltuğunda cinsel ilişkiye girmesi eylemini, yerin kamuya açık olması ve otomobilin camlarından içerisinin görülebilmesi sebepleriyle aleniyet unsurunun gerçekleştiği kabul etmiştir. Bu karar, aleniyetin sadece açık alanda değil, kapalı ancak dışarıdan görülebilen yerlerde de gerçekleşebileceğini göstermektedir.

Yargıtay 18. Ceza Dairesi ise, teşhircilik eyleminde, sanığın vücudunun hangi bölgelerini ne şekilde teşhir ettiğinin ve suç teşkil eden eylemlerinin nelerden ibaret olduğunun tutanak tanıklarına açıklattırılması ve denetime olanak verecek şekilde tartışılması gerektiğini belirtmiştir. Bu durum, teşhircilik eyleminin soyut ifadelerle değil, somut ve detaylı bir şekilde tespit edilmesi gerektiğini vurgulamaktadır.

Başka bir Yargıtay 4. Ceza Dairesi kararında, sanığın cinsel organını çıkararak yolda yürümesi ve birden fazla kişinin görmesi şeklindeki eyleminin TCK'nın 225. maddesinde düzenlenen hayasızca hareketler suçunun "teşhircilik" unsurunu oluşturduğu belirtilmiştir. Bu karar, teşhircilik eyleminin birden fazla kişi tarafından görülmesinin suçun oluşumu için yeterli olduğunu ortaya koymaktadır.

4. SONUÇ

Bu makalede, Türk Ceza Kanunu'nun 225. maddesinde düzenlenen hayasızca hareketler suçu, genel hatlarıyla incelenmiştir. Suçun tanımı, koruduğu hukuki değerler, maddi ve manevi unsurları ile cezası üzerinde durulmuştur. Ayrıca, Yargıtay içtihatları ışığında suçun yorumlanması ve uygulamadaki bazı önemli noktalar değerlendirilmiştir.

Hayasızca hareketler suçu, toplumun genel ahlakını ve kamu düzenini koruma amacını taşımaktadır. Bu suçun varlığı, bireylerin cinsel davranışlarını sergilerken başkalarının rahatsız olmamasını ve toplumun ortak değerlerine saygı gösterilmesini sağlamayı hedeflemektedir. 

Diğer Paylaşımlar

Güncel paylaşımlarımıza bu alandan ulaşabilirsiniz

Miras Hukuku Rehberi 2025: En Çok Sorulan 10 Soru ve Cevabı

Miras Hukuku Rehberi 2025: En Çok Sorulan 10 Soru ve Cevabı

Bu rehber, 2025 yılı güncel Türk Medeni Kanunu (TMK) mevzuatına uygun olarak hazırlanmış olup, miras hukuku alanında en çok merak edilen 10 temel soruyu pratik ve anlaşılır bir dille yanıtlamayı amaçlamaktadır.

Daha Fazla

Ev Sahibinin Evi Satması Halinde Kiracının Durumu

Ev Sahibinin Evi Satması Halinde Kiracının Durumu

Bu makale, ev sahibinin kiralanan taşınmazı satması durumunda kiracının hukuki durumunu kapsamlı bir şekilde incelemeyi amaçlamaktadır. Özellikle, bu durumun kira sözleşmesine etkisi, yeni malikin hak ve yükümlülükleri ile kiracının sahip olduğu yasal koruma mekanizmaları detaylı olarak ele alınacaktır.

Daha Fazla

Ceza Dosyalarında Sık Sorulan Sorular (2025 Rehberi)

Ceza Dosyalarında Sık Sorulan Sorular (2025 Rehberi)

Bu rehber, ceza dosyalarında en sık karşılaşılan sorulara 2025 yılı güncel mevzuatı ışığında pratik ve anlaşılır yanıtlar sunarak, haklarınızı ve süreçleri daha iyi anlamanıza yardımcı olmayı amaçlamaktadır.

Daha Fazla

Estetik Cerrahın Hukuki Sorumluluğu

Estetik Cerrahın Hukuki Sorumluluğu

Bu makalede, estetik cerrahların müdahalelerinden doğan hukuki sorumluluk, eser sözleşmesi niteliği, aydınlatılmış onam yükümlülüğü, tazminat talepleri ve görevli mahkemeler bağlamında incelenmektedir. Amaç, estetik operasyonlardan kaynaklanan uyuşmazlıklarda hem hastaların hem de hekimlerin hak ve yükümlülüklerini Türk hukuk sistemi çerçevesinde ortaya koymaktır.

Daha Fazla