Boşanma Davasında Deliller ve İspat Yükü

Boşanma Davasında Deliller ve İspat Yükü 

Boşanma davasında hangi deliller geçerlidir? Hangi taraf neyi ispat etmekle yükümlüdür? Hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller kullanılabilir mi? Bu makalede, boşanma davalarında ispatın konusu, yükü ve araçları, güncel içtihatlar ve 6100 sayılı HMK çerçevesinde detaylı şekilde açıklanmaktadır.

1. Boşanma Davasında İspatın Hukuki Dayanağı

Boşanma davaları, Türk Medeni Kanunu’nun 161–166. maddeleri arasında düzenlenen özel sebeplere dayanılarak açılır. TMK m. 184/1 hükmü gereğince, hâkim, davanın dayandığı olguların varlığına vicdani kanaat getirmedikçe boşanma kararı veremez.

Bu sebeple, davacı eşin yalnızca haklı bir gerekçeye dayanması yeterli değildir; dayandığı maddi vakıaları hukuka uygun ve ikna edici delillerle ispat etmesi zorunludur. Hükmün tesisi, sadece iddianın mevcudiyetine değil, bu iddianın yargılama usulüne uygun biçimde ispatlanmasına bağlıdır.

2. Boşanma Davasında Kullanılabilecek Deliller

Boşanma davalarında serbest delil sistemi geçerlidir. Ancak bu, her delilin kabul edileceği anlamına gelmez. Hukuka uygunluk temel şarttır.

Kabul gören deliller arasında şunlar sayılabilir:

  • Tanık anlatımları
  • WhatsApp/SMS mesajları
  • E-posta içerikleri
  • Sosyal medya paylaşımları
  • HTS kayıtları (mahkeme kararıyla)
  • Adli raporlar, polis tutanakları
  • Görüntü/ses kayıtları (hukuka uygunluk şartıyla)

3. Delil Türleri ve Delil Sunumunda Dikkat Edilmesi Gerekenler

a. Doğrudan Delil – Dolaylı Delil (Emare)

Zina veya gizli yaşam tarzına ilişkin davalarda, doğrudan delil elde etmek çoğu zaman mümkün değildir. Bu durumda emarelerden yola çıkarak fiilî karinelerle sonuca ulaşılır. Örneğin birlikte otelde kalma, el ele görüntü verilmesi veya uygunsuz saatlerde eve girip çıkma gibi vakıalar zina karinesi oluşturabilir.

b. Hukuka Aykırı Delillerin Değerlendirilmesi

HMK m. 189/2 gereğince, hukuka aykırı yollarla elde edilen deliller mahkemece dikkate alınamaz. Bu kural mutlak olup, taraflarca ileri sürülmese dahi hâkim tarafından re’sen gözetilir.

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 2012/70 K. sayılı kararına göre, bir delilin usulsüz olarak yaratılmış olması hâlinde, bu delilin hiçbir şekilde hükme esas alınması mümkün değildir. Örneğin, tarafın bilgisi ve rızası olmaksızın kurgulanarak kaydedilen ses veya görüntüler geçersizdir.

c. Aynı Konutta Elde Edilen Deliller

Yargıtay bazı kararlarında, eşlerin birlikte yaşadığı evde açıkta bulunan yazılı belge veya dijital içeriğin, gizli saklı değilse hukuka aykırı sayılamayacağını belirtmiştir. Ancak, bu tür delillerin sunumunda özel hayatın gizliliği, kişisel veri ve iletişimin denetimi ilkeleri dikkatle analiz edilmelidir.

4. Boşanma Sebebine Göre İspat Konusu

a. Zina (TMK m.161)

Zina mutlak boşanma sebebidir. Zina eyleminin ispatı doğrudan delille mümkün olmasa da, emare ve karineye dayalı olarak hâkimin vicdani kanaatine ulaşması yeterlidir.

b. Hayata Kast – Pek Kötü veya Onur Kırıcı Davranış (TMK m.162)

Fiziksel şiddet, tehdit, hakaret gibi eylemler tanık, adli rapor veya mesajlaşma yoluyla ispatlanabilir. Mahkeme, bu eylemler sabitse “ortak hayatın çekilmezliğini” ayrıca aramaz.

c. Suç İşleme – Haysiyetsiz Hayat Sürme (TMK m.163)

Adli sicil kaydı, sabıka, tutanak ve süreklilik arz eden yaşam tarzına ilişkin tanık anlatımları delil olabilir.

d. Terk (TMK m.164)

Geçerli ihtar, süre şartı ve ortak hayatın fiilen sona erdiği tarih ispatlanmalıdır.

e. Akıl Hastalığı (TMK m.165)

Resmi sağlık kurulu raporu zorunludur. Özel hastane raporları delil değeri taşımaz.

f. Evlilik Birliğinin Temelden Sarsılması (TMK m.166)

Genel boşanma sebebidir. Hâkim, her somut vakıada taraflar arasındaki ilişkiyi değerlendirerek karar verir. Burada tanık beyanları, dijital içerikler ve yaşam tarzına ilişkin her türlü hukuka uygun delil dikkate alınabilir.

5. Delil Yükü Kime Aittir?

  • Davacı eş, boşanma sebebine dayanak gösterdiği tüm vakıaları ispatla yükümlüdür.
  • Davalı taraf, savunmasını destekleyecek olgulara ilişkin karşı ispat sunabilir.
  • Yükümlülük TMK m.6 ve HMK m.190/1 kapsamında şekillenir.

Örneğin zina iddiası varsa, davacı eylemi ispatlar; davalı eş ise aksini (affedildiği, ilişki yaşanmadığı) ortaya koymakla yükümlüdür.

6. İspat Ölçüsü ve Hâkimin Vicdani Kanaati

Boşanma davalarında tam ispat aranmakla birlikte, hâkimin vicdani kanaati esas alınır (TMK m.184/1). Delilin doğruluğu kesin olmamakla birlikte, hâkimin “kuvvetli kanaat” oluşturması boşanma için yeterlidir.

Yine de özellikle zina, şiddet, haysiyetsiz yaşam gibi nedenlerde delilin kuvvetli, somut ve hukuka uygun olması gereklidir.

7. Af, İkrar ve İspat İhtiyacının Sona Ermesi

Bazı durumlarda, eylem sabit olsa bile davalı eşin affedilmesi nedeniyle dava hakkı düşer (TMK m.161/3). Örneğin; birlikte tatile gitmek, evliliğe devam etmek, mesajla affetmek gibi fiiller af sayılabilir.

Boşanma davasında tarafın bir olguyu ikrar etmesi hâlinde dahi, TMK m.184 gereği hâkim bu ikrarla bağlı değildir. Bu sebeple ikrar edilen vakıalar dahi hâkimin serbest takdirine tabidir.


Sonuç: Delilin Hukuka Uygunluğu Esastır

Boşanma davasında yalnızca haklı olmak yeterli değildir; haklılığı destekleyecek delillerin hukuka uygun biçimde elde edilmiş olması gerekir. HMK m.189/2 hükmü ve Yargıtay HGK 2012/70 K. sayılı içtihadı, bu ilkenin altını kalın çizgilerle çizer: Usulsüz olarak yaratılan deliller hiçbir şekilde geçerli sayılmaz; usulsüz elde edilen deliller ise somut olayın özelliğine göre değerlendirilebilir.

Bu nedenle dava sürecine giren taraflar, yalnızca iddialarını değil, bu iddiaları destekleyecek hukuka uygun, güvenilir ve ikna edici delilleri en baştan planlamalıdır. Aksi hâlde dava reddi, aleyhe hüküm ve yüksek yargılama giderleriyle karşılaşılması kaçınılmazdır.



 

Diğer Paylaşımlar

Güncel paylaşımlarımıza bu alandan ulaşabilirsiniz

Adliyeden Gelen Tebligat (Kağıt) Ne Anlama Gelir? Ne Yapmalısınız?

Adliyeden Gelen Tebligat (Kağıt) Ne Anlama Gelir? Ne Yapmalısınız?

Bu makalede, adliyeden gelen bir tebligatın ne anlama geldiği, hangi belgeleri içerebileceği ve bu durumda hangi adımların atılması gerektiği detaylı şekilde açıklanmıştır. Amaç, hak kaybı yaşamamak için sürece bilinçli ve zamanında müdahale edilmesini sağlamaktır.

Daha Fazla

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK KAVRAMI: CEZA HUKUKU ÇERÇEVESİNDE TANIM, UYGULAMA VE YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME

SUÇA SÜRÜKLENEN ÇOCUK KAVRAMI: CEZA HUKUKU ÇERÇEVESİNDE TANIM, UYGULAMA VE YARGITAY KARARLARI IŞIĞINDA DEĞERLENDİRME

Bu makalede, "suça sürüklenen çocuk" kavramı ceza hukuku çerçevesinde tanımlanarak, çocukların cezai sorumluluk durumları ile sosyal inceleme raporu uygulamaları ve Yargıtay kararları ışığında adil yargılanma süreçleri ele alınmıştır. Ayrıca, çocuklara yönelik koruyucu ve destekleyici tedbirlerin hukuki temeli ve uygulama gerekliliği vurgulanmıştır.

Daha Fazla

RÜŞVET SUÇU: TÜRK CEZA HUKUKUNDA DÜZENLEMESİ, UNSURLARI VE YAPTIRIMLARI

RÜŞVET SUÇU: TÜRK CEZA HUKUKUNDA DÜZENLEMESİ, UNSURLARI VE YAPTIRIMLARI

Bu makalede, Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen rüşvet suçunun tanımı, yasal unsurları, cezai yaptırımları ve etkin pişmanlık halleri detaylı şekilde ele alınmıştır. Ayrıca Yargıtay kararları ve uluslararası düzenlemeler çerçevesinde uygulamaya yönelik değerlendirmelere yer verilmiştir.

Daha Fazla

Trafik Kazasında Araç Mahrumiyet Bedeli Talebi

Trafik Kazasında Araç Mahrumiyet Bedeli Talebi

Bu yazıda araç mahrumiyet bedelinin ne olduğu, hangi hukuki temellere dayandığı ve nasıl ispat edilebileceği detaylı şekilde ele alınacaktır.

Daha Fazla